Turkish Archives of Pediatrics
Original Article

Intestinal perforation: Rewiev of our experience in the neonatal period

1.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Edirne, Türkiye

2.

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Edirne, Türkiye

Turk Arch Pediatr 2007; 42: 33-36
Read: 707 Downloads: 428 Published: 15 December 2020

Despite rapid advances in neonatal intensive care, intestinal perforation (IP) has remained a major and life-threatening complication in neonates. Spontaneous intestinal perforation (SIP) is a recently defined entity, which is mostly seen in very low birthweight (VLBW) newborn infants. We want to report and discuss etiology, clinical features, and outcome of our IP cases. Charts of thirteen infants with IP was reviewed in terms of gender, birth weight, gestational age, day of perforation, diagnosis, location of perforation, type of surgery performed, and clinical outcome.There were nine boys and four girls. Eight of them were preterm. Mean perforation time was day nine postnatally. 11 infants had the causes of IP including meconium ileus (n=6), necrotizing enterocolitis (NEC) (n=4), esophageal atresia (n=1), following malrotation surgery (n=1) and, three of them were on mechanical ventilator support. Two VLBW infants developed IP following oral ibuprofen administration. Perforation occurred in the distal ileum in the majority of infants. We found that essentially NEC, meconium ileus, and mechanical ventilation were associated with intestinal perforations and SIP following oral ibuprofen administration was observed in two preterm infants. (Turk Arch Ped 2007; 42: 33-6)


Yenidoğan döneminde “intestinal perforasyon” gelişen olgularımızın değerlendirilmesi

Yenidoğan bilim alanındaki gelişmelere rağmen, “intestinal perforasyon“ yenidoğanlarda hala hayatı tehdit edici ve önemli bir komplikasyon olmaya devam etmektedir. Kendiliğinden “intestinal perforasyon”, sıklıkla çok düşük doğum ağırlıklı yenidoğanlarda görülen ve son zamanlarda tanımlanan bir durumdur. Amacımız, “intestinal perforasyon” olgularımızın sonuçlarını, klinik özelliklerini ve etiolojilerini tartışmak ve sunmaktır. “İntestinal perforasyonlu” 13 yenidoğanın doğum haftaları, doğum ağırlıkları, cinsiyetleri, perforasyon zamanları, tanıları, ilişkili hastalıkları, perforasyon yerleri, uygulanan cerrahi tipleri ve klinik sonuçları incelendi. Olguların dokuzuu erkek, dördü kızdı ve bunların sekiz tanesi zamanından önce doğmuştu. Ortalama perforasyon zamanı doğum sonrası dokuz gündü. Onbir olguda ilişkili hastalık saptandı. Bunların altısında mekonyum ileusu, dördünde nekrotizan enterokolit, birinde özöfagus atrezisi, birinde jejunum atrezisi, birinde ileum atrezisi vardı ve bir tanesinde perforasyon malrotasyon cerrahisi sonrası gelişmişti. Olguların üçü mekanik vantilatör desteği almıştı. Zamanından önce doğmuş iki yenidoğanda perforasyon ağızdan verilen ibuprofen tedavisi sonrası gelişmişti ve bunlar kendiliğinden intestinal perforasyon olarak kabul edildi. Olguların çoğunda distal ileumda perforasyon gelişmişti. Bu bulgular, yenidoğan dönemindeki “intestinal perforasyon”ların esas olarak nekrotizan enterokolit, mekonyum ileusu ve mekanik vantilatör desteği ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Ayrıca erken doğmuş iki olguda ağızdan verilen ibuprofen tedavisi sonrası kendiliğinden “intestinal perforasyon” geliştiği saptanmıştır. (Turk Arş Ped 2007; 42: 33-6)

Files
EISSN 2757-6256